13 Kasım 2014 Perşembe

Nostaljik Bir Gün


Kınacızade Konağı
 Bugün çok nostaljik bir gün yaşadım. Yemek yemek için gittiğimiz bir mekana bayıldım. Kapısından içeri girer girmez insan farklı bir dünyayla karşılaşıyor sanki. Odaların hepsinde ayrı bir tarih var. Mekan buram buram nostalji kokuyordu.Ankara Kalesi'ne çıkan herkesin uğraması gereken yerlerden biri Kınacızade Konağı.


 Bu mekan beni çok eskilere götürdü. Bu günümüze o kadar çok alışmışız ki eskiye dair şeyleri unutmuşuz. Burada birçok anım canlandı.Eskiden kullandığımız o çevirmeli telefonlar. Bizimkinin rengi yeşildi ve ben ondan bir türlü numara çevirmeyi beceremezdim.Sonra babaannemin kömürlü ütüsü o ütüyü hala hatırlıyorum. Dedemin çok kıymetli radyosu. Kimseye dokundurtmazdı onu.Ne çok türkü,haber dinlerdik oturur dedemle.Hele o üzerinde kestane pişirdiğimiz küçük sobalar.Konakta çok güzel antika eşyalar vardı ve dekorasyonu da mekanın temasına uygun şekildeydi.


Konağın duvarları Ankara'nın eski fotoğrafları, tablolar ve Ankara'ya ait objelerle süslüydü.  Eski plaklar ve gramofon,eski saatler,kenarları oymalı aynalar,kıyafetler,daktilo,eski sobalar ve daha neler neler. Konakta özel bir kişiye ait odalar bulunmaktaydı. Odanın biri Prof. Dr. Halil İnalcık'a ayrılmış çalışma odasıydı. Diğeri ise Kadın Siyasetçiler Platformu Kurucusu Yurdusev Arığ'ın odasıydı. Bir diğeri ise TRT'nin ilk kadın spikeri olan Jülide Gülizar'ın odasıydı. Bu odalarda bu kişilere ait özel eşyalar bulunmaktaydı. Konakta  başınızı nereye çevirseniz başka bir anıya dalıp gidiyorsunuz. Kütüphane odası  çok ilgimi çekti. Bir sürü eski kitaplar, yerli yabancı kitaplar bulunmaktaydı. En çokta hoşuma giden kütüphanede çay ve kahvemizi yudumlarken kitap okuyabilmemizdi

 İnsanlar hatıralarını unutabiliyorlar ama bir eşya, bir koku insana hemen hatıralarını hatırlatıyor. Çok uzaklara götürebiliyor. Nostaljik bir gün yaşamak isteyenler ve geçmişe gidip bugünden uzaklaşmak için Kınacızade Konağı'na uğrayabilirsiniz.






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder