11 Kasım 2014 Salı

EVİMİZİN SON ÜYESİ BABAMIN BİRİCİK KEDİSİ ''HAYDAR''



 ''Kediler nankördür.'' diye bir söz vardır. Ama haydar tamamen bu görüşü yıkmış durumdadır. Son derece sadık bir kedidir. Babamın ayağının dibinden ayrılmaz. Babam evde yokken hiç eve gelmez. Ne zaman ki babamın motor sesin duyar hemen mahallenin başında onu bekler. Babam motordan inmeden ona miyavlamaya, nazlanmaya başlar. Babamla beraber eve girer babamla beraber evden çıkar. Annemden çok korkar. Annemi görünce hemen kaçar. Yalnız babamın yanında şımarık bir çocuk gibidir. Bir miyavlamasıyla her istediğini anlatır. Değişik bir kedidir.






Diğer kediler gibi süt, peynir filan yemez. Peynirli cipsi çok sever. Patlamış mısırı da. Dondurma bile yer. Ama sucuk onun için vazgeçilmezdir. Babam onun için ayrı sucuk alır marketten. Babama küsmüş gibi yaparım o zaman sen Haydar'ı benden çok seviyorsun derim şakasına. Ama gerçekten Haydar'ın ayrı bir yeri vardır babam için. İnsan gibi onunla konuşur. Haydar da anlıyormuş gibi miyavlar babama. Çok da çapkındır ha. Dişi bir kedi için günlerce eve gelmez. Hatta bir gün babam çok merak etti. Birkaç gün geçmişti eve gelmemişti. Aramaya çıktı onu. Bulmuş çağırmış çağırmış gelmemiş. Birkaç gün sonra karısıyla geldi:) Tabi bizim eve yavruladı. Her zaman böyle oluyor zaten evimizden yavru kediler hiç eksik olmaz. Boy boy haydarcıklar. Ben de Haydar'a kızarım çapkın diye. Çapkınlığı bırak evinin atası yavrularının babası ol derim:) Tabi o yine gider birkaç gün sonra yeni yavrularıyla geri döner. Mahallemizin maskotu olmuştur. Komşusundan esnafına herkes tanır onu. Herkes onu çok sever Haydar  diğer kedilere hiç benzemez . Bende kızarım filan ama yine de çok severim Haydar'ı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder