'' ... Mesela susayınca su içecek kadar basit...
Dört çıkacak
ikiyi ikiyle çarptığında.
Tek düğmesi
olacak elindeki cihazın;
Tek bir düğme,
tek bir cümle gibi...''
Nazım Hikmet
Hangimiz basit yaşayabiliyoruz şu hayatta. Herkes bir hayat
telaşında almış başını gidiyor. Hangimiz gerçekten birine lafı dolandırmadan ''
Seni Seviyorum '' diyebiliyor. Ya da kalbini kırdığı birinden gururunu yenerek
gerçekten özür dileyebiliyor. Günümüz de herkes farklı farklı rollere
bürünmüşler ki hayatı kendilerine daha da zorlaştırıyorlar. Üzüldüğünü ya da
ağladığını kimse görmesin diye gülücüklerin arkasına saklanıyorlar. Oysa ki
bırak herkes ağladığını görsün. Sen nasıl hissetmek istiyorsan öyle hisset.
Öfkelendiğinde bağır, neşeli olduğunda şarkı söyle. Peki hangimiz yaşadığımız,
sağlıklı olduğumuz için bir '' oh'' çekiyoruz hayatta. Her zaman daha da çok
şeyimiz olsun istiyoruz hayatta. Sahip olduklarımız bize yetmiyor. Ciddi bir
hastalığımız olmadığı için sevineceğimize ; belimiz,başımız ağrıdığı için
hayıflanıyoruz. Her zaman daha çok şey istediğimiz için daha çok hırslı, bencil
oluyoruz. Kendimizi yıpratıyor ve yoruyoruz. Ya gerçekten hangimiz bilmediğimiz bir şey olduğunda '' Bilmiyorum
'' diyebilecek kadar kararlı. Sanki herkes herşeyi bilmek zorundaymış gibi.
Peki herşeye '' Evet'' demekten ne zaman vazgeçeceğiz. Bir şeyi istemediğin
zaman bahaneler üretmek yerine sadece ''İstemiyorum'' diyebilmeyi ne zaman
başaracağız. O kadar basit yaşayacağız ki bütün eşyalardan, kalabalıklardan
kurtulacağız. Karmaşıklıklar olmayacak hayatımızda. Pişmanlıklarımız kafamızı
meşgul etmeyecek.
'' Saatin, sadece saati gösterecek,
Telefonunu sadece
telefon etmek için kullanacaksın,
Küçük bir not
defteri olacak '' bilgini'' en hızlı ''sayan''.
Basit yaşayacaksın,
basit.
Sanki yaşamın bir
gün sona erecekmiş gibi basit
Çay simit ve
peynirle... ''
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder